Bundan önceki senelerde olduğu gibi 2025 yılında da takvim yapraklarını birer birer koparıp bitirdik. Yılın sonuna geldik. Sözün özü, 2025 yılını da “eski yıllar” listesine dahil ettik. Tabii ki, 365 gün herkes için değişik geçti. Kimimizi mutlu etti, kimimizi yaktı geçti, kimimizi de yıktı geçti. Bireysel olarak düşünürsek tükenip giden 12 ay içinde hepimiz ayrı hikayeler yaşadık. Başımızdan geçen bütün hadiselerde bazen başkahraman bazen figüran olduk. Halk ağzında “Sel gider kumu kalır” diye bir atasözü vardır. Yılların ardından söyleyeceğimiz son söz budur. Zira geride bıraktığımız bütün yıllar üzerimizden sel gibi geçip geride kumlarını yani sorunlarını bırakıyorlar.
2025 yılında, kişisellikten gayrı, toplum olarak çok sayıda travmatik hadiseler yaşadık. Başımızdan geçen her hadise bizi yaraladı ve hepimizde unutamayacağımız izler bıraktı. 2025 yılında toplumun büyük kısmını derinden etkileyen en önemli hadise, hayat pahalılığı ve enflasyon canavarının etkileri oldu. Özellikle dar gelirliler ile sabit gelirliler pahalılıktan çok şikayet ettiler. Market etiketleri ve pazar tezgahları el yaktı. Fakir-fukara dediğimiz kesim gerçekten çok bunaldı. Hele düşük maaş alan emekliler, yıl boyunca feryat ettiler. Toplumun önemli bir bölümü borç batağına girdi. Bankalara kredi borcu olanlar, borçlarını kapatmak için bir başka bankadan kredi çekmek zorunda kaldılar. İcradaki dosya sayısı patladı. 2025 yılından çok memnun olanlar da vardı. Toplumun küçük bir dilimini oluşturan bu gruptakiler birkaç yerden maaş almaya, devlet ihalelerinde başrol oynamaya, tatillerde Maldiv Adalarına gidip istakoz yemeye, pahalı saatler takmaya, yerli-milli deyip lüks yabancı arabalara binmeye devam ettiler. Onlar için hayat, her hal ü karda güzel geçti. Bundan dolayı da müesses nizamın (kurulu düzenin) devamı için ellerinden gelen gayreti gösterdiler.
Eskittiğimiz yılın içinde çok sayıda siyasi hadise de meydana geldi. Siyasi alanda olup biteni soluk soluğa izledik. Bunların başında çözüm sürecinin ikinci perdesi diyebileceğimiz manevralar vardı. Bu süreç, 2024 yılının Ekim ayında TBMM açılırken hükümetin küçük ortağı olan siyasi partinin Genel Başkanı'nın DEM Partili milletvekillerinin ellerini sıkmasıyla başladı. Siyaseti yakından takip edenler, “Düğün değil, bayram değil, tokalaşma nereden çıktı?” derken iki parti arasındaki samimiyet ilerleyen günlerde daha da arttı. Daha önce “Bu bölücü parti derhal kapatılmalıdır” denirken aniden “kanka olmaları” şaşkınlıkla izlendi. Sonra merak edilen “bakla” ağızdan çıktı. Bu duruma; “Turpun büyüğü” heybeden çıktı da diyebiliriz. Birbirine her bakımdan zıt olan iki küçük partinin niyetinin güya toplumda barışı sağlama olduğu ifade edildi. Karşılıklı iltifatlar edildi. Sonra TBMM'de bir komisyon kurularak ikinci çözüm süreci diyebileceğimiz süreç başlatıldı. Bu çalışmaların içinde İmralı'da cezasını çeken bölücü başını ziyaret de vardı. Üç kişilik Milletvekili heyeti, İmralı'ya giderek bölücü başı ile görüştüler. Bazı siyasi partiler bütün bu olup bitene şiddetle karşı çıktı. Ancak ok yaydan çıktı bir kere. Kurulan komisyona üye veren siyasi partiler bugünlerde görüşlerini anlatan rapor hazırlıyorlar. 2026'nın ilk günlerinde de ikinci çözüm sürecini konuşacağız.
2025 yılının unutulmaz diğer siyasi hadiselerinden biri de İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı'nın yaşadıkları oldu. İBB Başkanının 18 Mart 2025 tarihinde Üniversite Diploması iptal edildi. Diploma iptali bir gün tartışıldı. 19 Mart 2025'te İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Beylikdüzü Belediye Başkanı Murat Çalık, Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan ve İBB Başkanı Danışmanı Murat Ongun'un da aralarında olduğu 84 kişi yolsuzluk ve terör soruşturması kapsamında gözaltına alındı. O gün, bugündür Silivri'deler. Ana muhalefet Partisi, Ekrem İmamoğlu'nun, Cumhurbaşkanı Adaylığını kamuoyuna ilan etti. Sonra da O'nun ve diğerlerinin tutuklanmasını protesto süreci başlattı. Hafta içi İstanbul'un bir ilçesinde, hafta sonunda da Türkiye'nin bir ilinde mitingler yapılıyor, Mitinglerin ana teması “Adayımı yanımda, sandığı önümde istiyorum…” Binlerce insan bu mitinglere iştirak ederek sesini duyurmaya çalışıyor. Bakalım sonuç alınıp erken seçime gidilecek mi? 2025'in son aylarında unutulmayacak iki operasyon daha gerçekleştirildi. Biri futbolda bahis operasyonu, diğeri de sanatçılara, gazetecilere, televizyon sunucularına yapılan uyuşturucu operasyonu. Neticeyi nefesimizi tuttuk izliyoruz. Şimdiden belli oldu; 2026 yılı da çok hareketli geçecek…