Canlıların en şereflisinin, en mükemmelinin insan olduğunu biliriz ve laf sırası geldiğinde bununla da övünürüz. Hatta kendi dışımızdaki canlılar topluluğunu da “hayvanlar alemi” olarak niteleriz. “Hayvan” kelimesini de zaman zaman birini “aşağılamak” için kullanırız. Oysa “lafla” gerçeklerin üzeri örtülmüyor. Yeryüzünde insanlardan daha vahşi bir topluluk yok. İnsanlık tarihi bu hususta olumsuz örneklerle dolu. İnsanoğlunun kendi türüne karşı çok acımasız olduğu yapılan katliamlar daima göstermiştir. Uzağa gitmeye gerek yok. İkinci Dünya Savaşı yıllarında askerlere ve sivillere yapılanlar, insanın mayasındaki işkence etme ve öldürme isteğinin hangi boyutta olduğu göstermektedir. Hitler, Yahudi ırkını ortadan kaldırmak için esir aldığı insanları fırınlara atarak yok etmiştir. Yine aynı savaşın sonunda Amerika, dize getiremediği Japonya'ya atom bombası atmıştır. Hiroşima'ya ve Nagazaki'ye atılan bombalar sebebiyle hedef alınan bu ülkede yıllarca çocuklar sakat doğdu. Son yıllarda topraklarını terk etmek zorunda bırakılan göçmenlerin yaşadıkları ise insanoğlunun ne kadar acımasız olduğunun kanıtıdır. Lastik botlarla denize açılan bu insanların botları patlatılıyor. Botun üstünde kim varsa denize dökülüp boğuluyor. Kadınların, çocukların cesetleri sahillere vuruyor. Yine Yunanistan, Bulgaristan gibi ülkelerin güvenlik güçleri sınırlarından giren göçmenlerin üstüne kurt köpeklerini salıp onları püskürtüyorlar. Yahut yakaladıklarını iç çamaşırları ile bırakıp Türkiye sınırlarına geri gönderiyorlar. Bütün bunları yapanlar, “insanız” diyerek insan haklarından söz ediyorlar. Oysa yaptıklarıyla tam anlamıyla “hayvanlar alemi” yakıştırmasını hak ediyorlar. Bu yakıştırmayı hak eden bazı insanların hayvanlara uyguladığı vahşi davranışlardan bazılarını daha yeni yaşadık.
Konya'da sokak köpekleri için yapılan bir barınakta olanlar gerçekten inanılmaz. Sosyal medyada yayınlanan görüntülerde, barınakta çalışan bir görevli köşeye kıstırdığı köpeğin kafasına kürekle vura vura öldürüyor. Köpeğin katledildiği bu görüntü sosyal medyada yayılınca Konya Belediyesi açıklama yapmak zorunda kalıyor. Yapılan açıklamada olayla ilgili soruşturma başlatıldığı ifade edilirken; “Bu hususlarda kurumsal hassasiyetimiz en üst noktadadır. Konu etraflıca değerlendirilerek sorumlular hakkında yasal işlem ve suç duyurusu yapılacaktır” deniliyor. Konya Belediyesinin “Sahipsiz Hayvan Bakımevi ve Rehabilitasyon Merkezi” adıyla hizmete açılan bu mekan, hayvan barınakları içinde örnek gösteriliyordu. Vahşetin boyutları ortaya çıkınca her zaman yapıldığı gibi bu konuya “haber yapılamaz” şartı getirildi. Halbuki, yasaklayınca bu olay ortadan kalkmıyor. Bazı insanların içindeki hayvanı ortaya çıkaran bu görüntüleri Türkiye'nin görmesini sağlayan “Şefkat Derneği” başkanı ise çok büyük kabahat yapmış, suç işlemiş muamelesi görüyor. Köpeği öldüren şahıs ise ifadesinde; “köpek baygınlık geçirdi, tedavi edip kafesine koyduk” diyerek vahşetine yalan katıyor. Barınakta olup bitenleri anlamak üzere bu mekanın önüne gidenler, durdurdukları bir aracın içinde bu kez de ağzı bağlanmış poşetlerin içine konulmuş kedileri buluyorlar. Yine sosyal medyada yayılan görüntülerde, havasızlıktan ölmek üzere olan kedilerin gözlerinin yerinden fırladığı dikkati çekiyor.
Konya'da köpeğe yapılan zulüm konuşulurken “Hayvanlar aleminden!” bir haber de Mardin'de ortaya çıktı. Kızıltepe'de insan görünümlü bir canlı, gözlerini bağladığı bir boğanın başına balyozla defalarca vuruyor sonra da öldürdüğü boğayı ahırda kesiyor. Toplumsal tepki ile beraber insan görünümlü bu canlı ve işbirlikçileri gözaltına alınıyor. Kan donduran köpek ve boğa katliamları gündemde iken Malatya'da bir de “kedi katili” haberi ile canlıları seven herkes bir kez daha irkiliyor. Bahse konu olan ilimizde hasta ruhlu bir şahıs, yakaladığı sokak kedisini çalıştığı işyerindeki fırına atarak yakıyor. Bu vahşeti gerçekleştiren şahıs da ifadesinde “Psikolojik destek ve tedavi görmek istiyorum.” Diyor. Halbuki bundan sonra alacağı hiçbir tedavi tarzı kendisini “Hayvanlar aleminden!” kurtaramayacaktır. Tabiatı, dağları, nehirleri, dereleri, denizleri, hayvanları sevmeyenler insanları da sevmez. Sevgi dolu yürekler yaratma işi de eğitime ve okullara aittir. BAHRİ KORKMAZ
